D Vitamini Nedir?
Sağlık açısından önemi konusunda farkındalığın giderek arttığı D vitamini, vitamin olarak adlandırılsa da hormon benzeri fonksiyonları olan steroid yapılı bir bileşiktir.
İki ana formu bulunmaktadır. D3 (kolekalsiferol) hayvansal kaynaklarda bulunan formu iken D2 (ergokalsiferol) bitkisel kaynaklı olan formudur.
Steroid yapısında olduğu için yağda çözünen bir vitamindir ve vücutta depolanabilir.
Özel hücresel fonksiyonların yerine getirilmesinde önemli rol oynayan vitaminler insanlar tarafından sentezlenemezler ve dışarıdan eser miktarda alınması gerekir. Ancak D vitamini için sistem daha farklı işlemektedir. D vitamini güneşten gelen ışınlar sayesinde derimizde bulunan epidermis ve dermis hücrelerinde sentezlenebilir. Vücudumuzda hormon görevi görür.
Vücudumuzda Sentezi Olduğu Halde Neden Dışarıdan D Vitamini Almaya İhtiyaç Duyarız?
Güneşten gelen UVB ışınları aracılığıyla cildimizde epidermis ve dermis hücrelerinde Kolekalsiferol (D vitamini öncüsü) sentezi gerçekleşir. Ancak bu sentezin yeterli olabilmesi UVB ışınlarının geliş açısına bağlıdır. Işınların geliş açısı dikleştikçe daha başarılı bir sentez gerçekleşmektedir. Bu açıdan en iyi faydalanan bölge 32. Kuzey paraleli ile 32. Güney paraleli arasında kalan bölgedir. Ülkemiz 36-42 kuzey paralelleri arasında bulunmaktadır. Bu sebeple güneş ışınları sayesinde vücudumuzda kendiliğinden D vitamini sentezlenmesi yetersiz kalabilmektedir. Yetersiz güneş ışığına maruz kalma ile D vitaminin diyet kaynakları ile alınması gerekli hale gelir.
D Vitaminin Fonksiyonları ve Sağlığımıza Faydaları
D vitamini kemik sağlığı için çok önemli bir besindir. Kalsiyumun bağırsaklardaki emilimini arttırır. Böreklerden ise atılımını engeller ve bu sayede vücuttaki kalsiyum seviyesini arttırarak kemik sağlığını destekler.
Bağışıklık sistemini güçlü tutarak virüs ve bakterilere karşı vücudu destekler. Araştırmalar, D vitaminin otoimmün hastalıkların, enfeksiyonların, virüslerin, soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıkların gelişimine karşı korumada rol oynayabileceğini göstermektedir. Günlük veya haftalık D vitamini takviyesinin akut solunum yolu enfeksiyonu riskini azalttığı ortaya konmuştur. Bu bağlamda özellikle Corona Virüse karşı önemli takviyelerden birisi olduğu düşünülmektedir.
Sinir sistemi gelişiminde etkilidir. Kas sinir iletiminde önemli rolü vardır. Kasların kasılma gücünü arttırır.
Kan basıncını dengeleyici etkisi vardır. Kalp damar sağlığı üzerinde son zamanlarda yapılan çalışmalarda düşük D vitamini seviyelerinin kardiovasküler risk faktörleri ile ilişkili olduğu sonucuna varılmıştır.
Kesin bir kanıtı olmamakla beraber D vitamininin ruh halini de etkilediği düşünülmektedir.
D vitamini Eksikliği Belirtileri ve Önleme Çabaları
D vitamini eksikliği asemptomatik olabileceği gibi bazı önemli belirtilerle kendini gösterebilir. Genel yorgunluk hali, uykuya meyilde artma, kemik ve eklem ağrıları en sık görülen yan etkileridir. Kaslarda güçsüzlük, yorgunluk hali ve kramplarda artma olabilir. Kemik sağılığı açısından çocuklarda ileri seviyede eksilik raşitizm, yetişkinlerde osteomalazi veya osteoporoza sebep olabilmektedir. Kemiklerin güçsüzleşmesi özellikle yaşlılarda düşme ve düşme kaynaklı kırıkların oluşması riskine sebep olabilmektedir.
Bağışıklık sisteminin zayıflamasıyla hastalıklara sık yakalanma riski de artmaktadır.
Tüm bu belirtilerin yanında en doğru sonuç kan değerlerine bakılmasıyla mümkün olmaktadır.
Kan sonucu ile eksiklik kesin olarak kanıtlanırsa doktorun verdiği tedaviye ve süresine muhakkak uymak gerekir.
Tedaviler ile kan seviyesi belli bir seviyeye gelince bu değerin korunması ve düşmemesi adına güneşten, besinlerden ve besin takviyelerinden faydalanmak gerekiyor.
En önemli kaynak güneş ışınlarıdır. Vücudumuzdaki D vitaminin %95’i güneş kaynaklıdır. Ancak kış ayları, kapalı ortamda çalışma, kapalı kıyafetler giyme güneş koruyucu kremler kullanma sebebiyle güneş ışınlarından faydalanmak zorlaşmaktadır. Olabildiğince faydalanabilmek adına gündüz saat 10.00-15:00 arasında 10-15 dakika güneşe çıkmak gerekir.Besinlerle alınan D vitamini ise %5’lik kısmı oluşturmaktadır. Yağ bakımından zengin olan balık çeşitleri (somon, uskumru, ton balığı, sardalye), yumurta, süt ürünleri, tavuk eti, tahıl ürünlerinde bolca bulunmaktadır. Beslenme düzenine dikkat etmek az miktarda da olsa katkı sağlayacaktır. Tüm bunların yanında mutlaka bir doktor tavsiyesi ile besin takviyeleri de kullanılabilir.
Günlük Alınması Gereken D Vitamini Dozları Nelerdir?
D vitamini eksikliğini tespit etmek için öncelikle kan değerlerine bakılması gerekir. 12ng/ml altındaki tüm değerler D vitamini eksikliği olarak tanımlanır. 20ng/ml üzerindeki değerler ise yeterli kabul edilir.
Günlük tavsiye edilen dozlar ise şu şekildedir:
1 yaşına kadarki bebeklerde 400 IU yeterli iken, 1-70 yaş arası 600 IU alınması yeterlidir. 70 yaşından sonra günlük D vitamini ihtiyacı artmaktadır. Bu sebeple 800 IU dozlarına çıkmak gerekebilir. Hamilelik dönemlerinde vitamin ihtiyacı arttığı için gerekli olan D vitamini dozu da artabilir. Muhakkak bir doktor kontrolü ile uygun doza karar verilmelidir.